Sen bir düştün.
Ben senin sevgine bile bile düşmüştüm.
Düştün,
Ben gözlerimi açtığımda hayata,
En aydınlık gülüşü sende görmüştüm.
Düştün,
Ben ilk adımımı attığımda hayata,
Sen elimden tutup yürütmüştün.
Düştün,
Sorular içerisinde boğulurken,
Sen bir öğretmen edasıyla,
Hayatı anlatmaya koyulmuştun.
Düştün,
Gözümden akan yaşlara anlam ararken,
Sen mendili elime tutuşturmuştun.
Düştün,
Bir baharı anımsatırken mevsim sana,
Sen çoktan Hazirana tutulmuştun.
Düştün,
Heybende tertemiz hayaller,
Kendini kelimelerle avutmuştun.
Düştün,
Kelimeler anlam katmıyordu varlığına,
Sen gene de yazmaya vurulmuştun.
Düştün,
Şimdi kalkmaya çabalıyorsun
Sabrını yoklukla sınıyorsun,
Uykunun sınırlarında gezerken gözlerin.
Islak yastığının cehenneminde yanıyorsun
Kırık kanadındayım kuşun,
Sonundayım henüz ışıldamış boşluğun,
Korkuyorum diyorum, gülüyorsun.
Ansızın yağmurlu hazan,
Arada kahverengi yaprak oluyorsun.
Ucuz kafiyeye gizleyemem seni,
Sen şiirime öz,
Kalbimden dudağıma söz oluyorsun
Bana ne lazım yıldızla dolu bir gökyüzü.
Neyleyeyim apaydınlık bir günü.
Sen olmayınca düşlerim kor, günlerim alev.
İstediğim bir damla umut.
Ve görebilmek her sabah yüzünü
Sen güneş ol, ben dünya, etrafında dolanayım,
Sen sahil ol, ben dalga, sende son bulayım.
Sen göl ol ben yağmur, yağıp sana dolayım.
Sen hep sen ol, ben seni sende bulayım
Bin sıcağı koynumda uyuttum.
Senelerce yandım sensizlikte.
Yoklukla varlık arasında ince çizgide
Molalar hep senin suretinde