Dağ başında pınardan ferah,
Benden başkasını vurmayan silah,
Haktan sonra tapılacak ilah,
Anlatmaya korktuğun gülüşlerin.
Gitmediğim denizlerden derin,
Güneşte bile olmayan ferin,
Işığınla aydınlanan meleklerin,
Bakmaya korktuğu gözlerin.
Ecelsiz ölür gibi ansızın,
Geceye güne bakmaksızın,
Anlamına anlam katar gibi bin satırın,
Yazmaya korktuğum öpüşlerin.
Güz bahçende binbir çiçek,
Sana döktüğüm yaşlarla yeşerecek.
Yüzyıllık bahçıvana nispet ederek,
Anne şevkati ile gülümü deren ellerin.
Ok gibi sinemi delip,
Dört yandan atlılarla gelip,
Ömrümü al diye önüne serip,
Al diye yalvardığım düşlerin.
Uykuya hasret kırk gece,
uyku dediğin şiire düşman cüce,
Kelimeler inandıran aşktaki güce,
Yaza yaza bitiremediğim güzelliğin.
Elimde kalem gene SEN dedim,
Her kelimeyi sana koşup al dedim.
Şiir dediğin bir şey değil.
Ne yazarsam yazayın anlatamayacağım SEVGİN.